Her yerde gözümüze gözümüze sokulan kırmızı halının tarihini yeni öğrendim ve sizle paylaşmaya geldim.
Kırmızı halı ilk olarak Yunanlılar döneminde kullanılmış. Yunan mitolojisine göre sadece tanrılar kırmızıya basarmış. Yunan kralı Agamemnon da her savaş dönüşünde karısı tarafından kırmızı halılar ile karşılanırmış. Kral her seferinde basmaya çekinirmiş “Ama ben tanrı değil insanım” diye.
İşte kökeni buymuş meğer kırmızı halının. Eskiden tanrıların yürüdüğü şaşalı yol olarak biliniyormuş. Şimdilerde de büyük başarı, ün ve para getiren işlerin tanıtımında ve ödüllendirilmesinde kullanılıyor. Her seferinde tanrılar aşağılanıyor, insanlar kendilerini onlara daha yakın hissediyor.
Ama tabii tüm olan bitenin şimdiki insanlara bağlanması çok büyük saçmalık olur. Zira Yunan tanrıları ile aramızda çok uzun süren bir tarih var. Bu tarihin her döneminde kullanılmış bir sembol olduğuna göre…
Rönesans döneminde de kırmızı halılar zengin ve aristokrat ailelerinin portrelerinde yerini edinmiş. Kısacası zenginlik ve ihtişam ile aristokrasiyi simgelemiş çok uzun bir süre. Daha sonrasında gelen savaşların ardından kazanan taraf ülkesine hep kırmızı halı eşliğinde geri dönmüş. Yirminci yüzyılda ise kırmızı halılar tren yolları tarafından kullanılmaya başlanmış. Lüks bir yolcu treni yolcularının ayakları altına kırmızı halılar sermiş.
Daha sonra iş Hollywood’ a kadar sıçramış. Ünlülerin güzel görünmesi için tercih edilen bir renk olduktan sonra bazı filmlerde kırmızının ön plana çıkarılması “Marilyn Monroe filmleri gibi” işin esas sebebi olmuş.
Bu kadar.